OHAL KAPSAMINDA MESLEKTEN ÇIKARTMALAR,
HUKUK SİSTEMİMİZDEKİ DÜZENLEME VE BAŞVURU YOLLARI.

Malum olduğu üzere hukuk ve insanlık dışı 15 Temuz darbe girişiminden hemen sonra OHAL ilan edilmiş, soruşturmalar başlatılmış, OHAL kapsamında Kanun Hükmünde Kararnameler yayımlanmış, kamu kurumları tarafından sayısız kararlar alınmış, asker veya sivil birçok kamu personelinin görevine son verilmiştir.

Başlatılan soruşturmalar uyarınca darbeye teşebbüs, FETÖ / PDY Terör Örgütü üyesi olmak, örgüte destek vermek gibi ithamlarla gözaltına alınan ve tutuklanan çok sayıda şüpheli mevcuttur. Muhakkak ki bu soruşturma ve kovuşturmalar sonunda suçlular hak ettikleri cezalara çarptırılacaklardır. Buna ek olarak mesleklerinden atılmalarına rağmen halen haklarında soruşturma başlatılmayan, gözaltı kararı uygulanmayan, ihraç gerekçesi ve dayanakları tebliğ edilmeyen kişiler de bulunmaktadır.

Mesleklerinden atılanların sayılarının onbinlerle ifade edilmesi, OHAL uygulamasının adı üzerinde olağan üstü bir yönetim biçimi olması, hukuk sistemimizinin bu dönem için özel düzenlemeler getirmesi, özellikle görevden alınan çok sayıda personel hakkında adli soruşturma başlatılmamış olması; nasıl bir hukuki başvuru yolu izlenmesi gerektiği konusunda hukukçular arasında bile tartışmalar yaşanmasına sebep olmaktadır.

Bu noktada dikkat edilmesi gereken en önemli konu kişi hakkındaki meslekten ihraç kararının nasıl ve hangi işlemle alındığıdır. Bu tespit; başvuru merciini, başvuru usul ve yöntemini de belirleyecektir. Zira kamu görevlilerinin bir kısmı doğrudan doğruya çıkartılan Kanun Hükmünde Kararname ile meslekten ihraç edilmişlerdir. Diğer ve büyük çoğunluğu ise çıkartılan KHK ile değil, bağlı oldukları kurumlar tarafından KHK’lara dayanılarak verilen kararlarla görevlerinden atılmışlardır.

Her ne kadar yürütme tarafından çıkartılsalar da KHK’lar bir idari işlem değil, yasama organından alınan yetkiyle kullanılan yasama işlemi niteliğindedir. Dolayısıyla KHK’lara karşı idari yargıda dava açmak mümkün değildir.

Diğer yandan Anayasa’nın 148/1 son cümlesindeki “Ancak, olağanüstü hallerde, sıkıyönetim ve savaş hallerinde çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin şekil ve esas bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla, Anayasa Mahkemesinde dava açılamaz.” hükmü uyarınca OHAL kapsamında çıkartılan KHK’lar için Anayasa Mahkemesi’nde de dava açılamayacaktır.

Dolayısıyla doğrudan doğruya OHAL kapsamında çıkartılan KHK ile mesleklerinden atılan kişiler için mevcut hukuk sistemimizde Anayasa’nın 148 ve devamı maddelerinde düzenlenen Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapmaktan başka başvuru yolu görünmemektedir.

KHK ile meslekten çıkartılmayıp buna karşın bağlı bulundukları kurum tarafından tesis edilen idari işlem ile görevden atılan kişiler için durum farklıdır. Çünkü bu kişilerin, OHAL kapsamında tesis edilmiş olsa da idari işlem aleyhine dava açma hakkı mevcuttur. Ancak normal zamandakinden farklı olarak getirilen en önemli sınırlama, açılacak iptal davalarında yürütmenin durdurulması kararı verilemeyecek olmasıdır. Zira özel olarak 667 sayılı KHK’nın 10. ve genel olarak ise 668 sayılı KHK’nın 38. maddesinde olağanüstü hal süresince yayımlanan kanun hükmünde kararnameler kapsamında alınan kararlar ve yapılan işlemler nedeniyle açılan davalarda yürütmenin durdurulmasına karar verilemeyeceği açıkça belirtilmiştir.

Son olarak, Danıştay’ın yine olağanüstü bir yönetim şekli olan sıkıyönetim döneminde görevlerinden atılan kişiler için 1989 yılında verdiği bir karara da değinmek zorunludur. Söz konusu kararda Danıştay özetle; sıkıyönetim döneminde işlerine son verilen memurların, görevlilerinin ve kamu hizmetlerinde görevli işçilerin, ilk kez kamu görevine girdikleri tarihte bu görev için yasa ve yönetmeliklerde öngörülen nitelikleri kaybetmemiş olmaları koşuluyla, işlerine son verildiği bölgede sıkıyönetim kalktıktan sonra, kurumlarınca eski görevlerine iade edilmeleri gerektiğine hükmetmiştir.

Her ne kadar 668 sayılı KHK’nın 2. maddesinin 2. bendinde, KHK’ya ekli liste ile TSK’dan çıkartılan asker kişilerin mahkumiyet kararı aranmaksızın, yeniden TSK’ya kabul edilmeyecekleri ve kamu hizmetinde istihdam edilmeyecekleri belirtilmişse de madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere sadece asker kişilerin eski görevlerine ve kamu hizmetine giremeyecekleri belirtildiğinden listedeki sivil kişiler için bu yasağın uygulanamayacağı, ayrıca söz konusu KHK ile değil KHK’lara dayanılarak tesis edilen idari işlemlerle atılan kişiler için de böyle bir sınırlamanın söz konusu olmayacağı kabul edilmelidir. 18/08/2016
Av. Köksal AVCIAYDIN